Sanatçının Tanıtımı
Sema Barlas, çağdaş Türk resminin özgün figüratif ressamlarından biridir. Çalışmalarında insan yüzünü, bedeni ve bakışı merkeze alır. Onun resimleri, dış dünyanın betimlenmesinden çok iç dünyanın yansıtılmasıdır. Barlas’ın figürleri, çoğu zaman yoğun duygusal ifadeler, kırılganlıklar ve dramatik renk paletleriyle resmedilir. Sanatçı, modern ve çağdaş sanatın soyutlama eğilimlerinden etkilenmiş olsa da, figürü merkeze alarak insanın varoluşsal hâllerini görünür kılar.
Bu eser Çağdaş Figüratif Sanat geleneğine aittir. Figürlerin birebir temsilinden çok, duygusal ve psikolojik atmosferin öne çıktığı bir anlayışla üretilmiştir.
Eserin Tanıtımı ve Kompozisyon Çözümlemesi
Tabloda üç figür yer alır: solda kırmızı taç giymiş, kırmızı ve kahverengi tonlarla giydirilmiş bir figür; ortada profilden görülen, yukarıya bakan bir yüz; sağda ise izleyiciye bakan, ifadesi hüzünlü bir çocuk figürü. Taçlı figürün yüzü ciddi ve kederli; çocuğun yüzünde de benzer bir hüzün vardır. Orta figürün yukarıya dönük bakışı, sanki bir çıkış arayışı ya da uzak bir düşünceye dalışı çağrıştırır.
Renk paleti koyu kahverengi, bordo ve kırmızı tonlarından oluşur. Figürler arka plandan ayrışır ama aynı zamanda fonun içine gömülmüş gibidir. Yüzler solgun, neredeyse maskemsi bir etkiye sahiptir.
Kompozisyonun merkezinde üç figürün birbirine yaslanan bedenleri ve bakış yönleri vardır. Özellikle sağdaki figürün diğer ikisini saran kolu, hem bir bağ hem de korunma arayışı işlevi görür.
Panofsky’nin Üç Düzeyli Analizi

Kaynak: https://artshopgaleri.com/portfolio/sema-barlas/
Ön-ikonografik düzey:
Resimde üç figür görülür. Soldaki taçlı figür kırmızı bir giysi içindedir, yüzü ciddidir. Ortadaki figür profilden betimlenmiş, başı yukarı kalkıktır. Sağdaki figür izleyiciye dönük, yüzü solgun ve hüzünlüdür. Figürlerin yüzleri çarpıcı derecede duygusal ve içe dönüktür.
İkonografik düzey:
Taç, güç ya da iktidar sembolü olarak okunabilir; fakat figürün yüzündeki keder, bu gücün sahici olmadığını, ağırlığını ya da çöküşünü imler. Ortadaki figür, yukarıya bakışıyla umut ya da dua hâlini temsil edebilir. Sağdaki çocuk yüzlü figür, masumiyet ve kırılganlığın simgesi hâline gelir. Kolun diğerlerini sarması, koruma ve aidiyet ihtiyacını ikonografik bir öğe olarak öne çıkarır.
İkonolojik düzey:
Eser, modern insanın varoluşsal kırılganlığının alegorisi olarak okunabilir. Güç (taçlı figür), umut (yukarı bakan figür) ve masumiyet (çocuk) bir araya gelir; ancak hepsinin yüzünde ortak bir hüzün ve sessizlik vardır. Sema Barlas, burada toplumsal rollerin (iktidar, inanç, masumiyet) özde kırılgan ve acı yüklü olduğunu ikonolojik düzeyde görünür kılar.
Temsil – Bakış – Boşluk
Temsil:
Figürler yalnızca bireyler değil, insanlığın ortak hâllerini temsil eder. Taçlı figür iktidarı, ortadaki figür ruhsal arayışı, sağdaki figür ise masumiyeti temsil eder.
Bakış:
Hiçbir figür izleyiciyle doğrudan güçlü bir temas kurmaz. Taçlı figür yana bakar, ortadaki figür yukarı, çocuk ise izleyiciye baksada ifadesi solgundur. Bu bakış düzeni, izleyiciyi sahnenin dışında değil, içine çekilen bir tanık konumuna yerleştirir.
Boşluk:
Arka plan koyu ve homojendir; figürler boşluğun içinde yüzer gibidir. Bu boşluk, insanın yalnızlığını ve sessizliğini büyütür. Figürlerin birbirine yakınlığına rağmen çevrelerinin boş bırakılması, onları evrensel semboller hâline getirir.
Tip – Stil – Sembol
Tip:
Eser, çağdaş figüratif resimde görülen “archetypal figür” tipini yansıtır: bireysel değil, insanlığın ortak hâllerini taşıyan figürler.
Stil:
Barlas’ın üslubu, koyu fonlar üzerinde belirginleşen figürler, yoğun duygusal yüz ifadeleri ve dramatik renk kontrastlarıyla tanımlanır. Fırça darbeleri belirgin, yüzeyde katmanlı ve ekspresif bir etki yaratır.
Sembol:
Taç, iktidar ama aynı zamanda onun yükü ya da kırılganlığının sembolüdür. Yukarı bakan yüz, inanç ya da umut arayışının sembolüdür. Çocuğun yüzü, masumiyetin ve kırılganlığın simgesidir. Sarılan kol, dayanışmanın ve korunma ihtiyacının sembolüdür.
Sanatsal Akımın Açık Belirtilmesi
Bu eser Çağdaş Figüratif Sanat akımı içinde değerlendirilebilir. Figürlerin birebir gerçekçi temsili değil, psikolojik ve duygusal atmosferin öne çıkışı, eseri ekspresif figüratif resim geleneğine bağlar.
Sonuç
Sema Barlas’ın bu eseri, insan yüzünü bir varoluş alegorisi olarak işler. Taçlı figür, gücün ağırlığını; yukarı bakan figür, ruhsal arayışı; çocuk yüzlü figür, masumiyetin kırılganlığını temsil eder. Renkler, bakışlar ve boşluk, bu üç temayı dramatik bir sessizlik içinde birleştirir. Barlas, modern figüratif resimde yüzü bir ayna gibi kullanarak, izleyiciyi kendi varoluşsal kederiyle yüzleştirir.